Üniversitemizin Anasayfası | Üniversitemiz      
 
Anasayfa            Hakkımızda            Yayınlarımız            Etkinlikler            Duyurular            İletişim            Harputum Kütüphane
     

 

ELAZIĞ-HARPUT MÜZİĞİ’NDE KULLANILAN ÇALGILAR

Harput’ta icra edilen eserlerin saz ve söz bölümleri her ne kadar birbirini tamamlayan iki önemli unsur olsa da söz bölümleri ayrı bir önem arz etmektedir. Bunun en önemli sebeplerinden birisi; genel olarak dini yaşayış biçimine göre hayatını şekillendirmeye çalışan Harput halkının çocuklarını hafız olarak yetiştirme çabaları, daha küçük yaşlardan itibaren onların seslerini terbiye etmeye başlamış ve bu da ses unsurunu özellikle ön plana çıkarmıştır. Bunun yanı sıra yöredeki mutaassıp yaşam tarzından dolayı o dönemde bir müzik aletiyle uğraşmak, çalmak hoş karşılanmamış, dolayısıyla saz icracıları daha çok yörede yaşayan gayrimüslimler olmuşlardır. (Sunguroğlu, 1961: 26, C.3)

Köklü bir kültür birikiminden bahsettiğimiz Harput’ta sosyal alanı diri tutan en önemli unsurlardan birinin sanat faaliyetleri olduğunu daha önce ifade etmiştik. Öyle ki bu durum hayatın her alanında kendini gösterecek bir biçime bürünmüştür. İshak Sunguroğlu bu sosyal refleksi şu şekilde ifade etmiştir; “Harput’ta mutlak bir şey varsa o da, sesin sazdan daha üstün yer almasıdır. Birkaç yaren bir araya geldiler mi, bir havuz başı veya bir dere kenarı buldular mı saz olsa da olmasa da bunlar seslerinin kudretleriyle güzel bir ahenk yaratabilirlerdi. Çok defa melodilerin tempoları sazla değil sesle tutulurdu, bu tempo bir lây... lây... lâm… lây… lilây… lây… lâm dan ibarettir ki, bununla istenilen türkü söylenir ve bu ayakla uzun havalara da geçilebilirdi. Saz ele geçmezse ya böyle ağızlarıyla veya ellerine geçirdikleri herhangi bir tepsi veya bir madeni eşya parçasıyla tempolar tutulur türkü şarkılar başlar, güler oynar eğlenilirdi.

Bu eğlenceler, o kadar canlı ve neşeli geçerdi ki sanki takım takım saz varmış gibi… bu suretle sesi öne alan Harputlu, sazı geride bırakmış, doğrusu ihmal etmiştir.

Bunun ikinci mühim bir sebebi de; mutaassıp bir muhitte herhangi bir müzik aletini ele almak, öğrenmek, çalmak da o zaman hoş görülmezdi. Bu gibi sazlara meraklı olan gençler tenkit edilir, çalanlara -bizim oğlan çalgıcı oldu diye iyi nazarla bakılmazdı. İşte bu sebepledir ki müzik aletleri çoğalamamış ve maalesef bilenler de birkaç kişiyle münhasır kalmıştır.

Ancak Harput’ta Ermeniler, bu cihetten üstünlük temin etmişler… Türkler sesi onlar sazı öne almışlardı. Her Ermeni evinde bir keman, bir kanun, bir piyano veya bir armonik bulunurdu. Kız-erkek gençlerin birçoğu müzik aletlerinden anlar ve bunları çalabilirlerdi. Biz gençler de müzik ihtiyacımızı çok defa Ermeni dostlarımızın arasında ve yahut akşamları Şehroz mahallesine doğru bir gezintiyle sokaktan tatmin edebilirdik; çünkü hemen hemen her evden bir keman veya bir piyano refakatinde güzel kız sesleri duyabilirdik.” (Sunguroğlu, 1961: 14, C.3)
Harput’ta davul, gırnata(Klarnet),zurna, çığırtma, kaval, kemene(keman), kanun, saz (bağlama), tef gibi çalgılar kullanılmıştır. Bu sazlardan gırnata(klarnet) sonradan çığırtma ve zurnanın yerini almıştır. Kaval ve saz(bağlama) geleneksel müzik icralarında pek kullanılmamıştır. Bunların yanı sıra cümbüş de son dönemlerde kullanılmaya başlanmıştır.

 

YEMEK KÜLTÜRÜ

MÜZİK KÜLTÜRÜ

BÖLGE TARİHİ

BÖLGENİN TURİZMİ

TANINMIŞ SİMALAR

COĞRAFİK YAPISI

 

 

Yöresel yemek tanıtımları ve tarifleri Yöreye ait musiki ve ezgilerin tanıtımı Bölgenin geçmişi ve yansıyan yönleri Bölgenin coğrafik yapısı ve tarihi Harput'a emeği geçenler Yer altı ve üstü zenginlikleri  
Yemeklerin yöresel tanıtımı Yöreye ait müzik aletleri ve tanıtımı Etnik, dini ve etnografik geçmişi Kış ve yaz turizmi Harput'un manevi büyükleri Bölgedeki endemik bitki ve hayvanlar  
  Halk oyunları ve yöresel kıyafetler Dil kökleri ve gelişimi   Tanınmış kişilerle yapılan röportajlar Bölgenin coğrafik konumu  
             
Copyright © Harput Uygulamave Araştırma Merkezi  2014 Tüm Hakları Saklıdır. Editör : Yavuz KISA --- Web Tasarım : Özlem ALPAY